Kaç aydır blogumla ilgilenemiyorum. En son yaptığım yayından
bu yana epey bir vakit geçmiş. Bu zaman zarfında hayatımda çok köklü
değişiklikler oldu. Yeni yerler, yeni tatlar, yeni insanlar... Bütün bu
yeniliklerin içinde güzelliklerin yanı sıra bazı tatsız olaylar da yaşanmadı
değil. Hayatın tüm renklerini yaşadık çok şükür, sadece siyah-beyaza
takılmadan…
Öncelikle neden bu kadar ara verdim yayın yapmaya onu
belirteyim. Şuan 35 haftalık hamileyim. Ve hamileliğimin ilk dört ayı benim
için çok zor ve ağır geçti. Bulantılar, halsizlik, iştahsızlık… Gün 24 saatken
ben 18-19 saat uyku halindeydimJ
Mutfağa giremedim. Yemek yapmaktan çok büyük zevk alan ben
kendi mutfağımdan tiksindim. Kendi evimde yaptığım yemeklerden yiyemedim. Zaten
zorla beslendim; sadece vücudun ihtiyacı olan gıdalardan almaya gayret ettim.
Dışarıda ya da misafirlikte gayet güzel yemeğimi yiyebiliyordum ilginç bir
şekilde…
Neyse ki bu zor günler Nisan-Mayıs ayında yaptığımız Türkiye
tatilinde kendiliğinden ortadan kalktı. Taze meyveler, sebzeler, köy ürünleri ister
istemez insanın iştahını kabarttı. Tabi ki gittiğimiz yerlerdeki kalabalığın da
iştah üzerindeki arttırıcı etkisini yok sayamayız. Kalabalık sofralarda hep
doyduğumu bilmeksizin yemişimdir. Tokluk hissim kayboluveriyor böyle
sofralarda…
Berlin’de bu kış çok çetin geçmişti bana göre. Çünkü uykucu
şirine bağlamıştım. Ve evden dışarı çıkamamıştım neredeyse bütün kış.
Türkiye’ye en güzel zamanda ilkbaharda gitmiştik. Fırsat bu fırsat diyerek dağ
bayır çayır demeden gezdik. Nerelere mi gittik. Ben Adanalıyım, dolayısıyla ilk
durağım Adana oldu. İstanbul zaten Allah’ın emri… Kahramanmaraş ve
yaylaları-köyleri… Ankara, Beypazarı, Şile, Ağva ,Gaziantep…
Fırsat bulabilirsem gezdiğimiz yerler hakkında da yazmak
isterim daha sonra. Bu aralar doğumun yaklaşmasıyla doktor kontrolleri arttı.
Hazırlıklar tamamlanma yolunda ilerliyor. Bebek arabası, yatağı, giysileri…
derken alışverişler devam ediyor. Eksiklikler muhakkak ki olacaktır.
Hastaneleri gezdik, ve beğendiğimiz birine kaydımızı yaptırdık. Ha kayıt
yaptırmak şart mı derseniz değil tabi ki; fakat insanın önceden gidip
doktoruyla hemşiresiyle konuşması, doğum yapılan ortamı ve süreci görmesi
açısından insanı rahatlatan kaygıyı azaltan önemli bir unsuru teşkil ediyor bu
süreç.
Şimdilik her şey yolunda gidiyor. Zaman çok çabuk geçti
benim için özellikle 5.aydan itibaren. Oğlumuz çok hareketli. 5. Aydan itibaren
hareketlerini hissetmeye başladım. Daha da hareketlenerek bu günlere geldik çok
şükür. Öyle ki geceleri tekmeleriyle uyanıyorum. Sanırım annesine antreman yaptırıyor
paşamJ
Doğumdan sonra geceleri uyanmakta zorlanmayayım diye.
Fırsat buldukça yayın yapmaya devam edeceğim; fakat doğum
hazırlıkları devam ederken bu pek mümkün görünmüyor. Zaten oğlum da sağ olsun
pek fazla oturmama müsaade etmiyor. Hep ayakta olmamı ya da hareket etmemi
istiyor diğer türlü çok tekmeliyor J
Hareket insanı olacak belli ki; gerçi hiç de belli olmaz bu işler… Her şeyin
hayırlısını diliyorum.
Görüşmek üzereJ
Mericim selam...Allah bir seste kurtarsın..hayırlısıyla oğluşunu kucağına al canım..bende Adanalıyım..hemşeriyiz..çok sevindim..görüşmek üzere..sevgiler..nurlumutfakta.blogspot.com
YanıtlaSilTeşekkürler canım,güzel dileklerin için.
YanıtlaSilHayırlı olsun nebizin sevgiler
YanıtlaSilTeşekkürler canım.
YanıtlaSilRabbim bir nefeste kurtulmayı nasip eylesin
YanıtlaSilsağ sağlim kucağına lırsın inşallah paşayı:)
İnşallah :)Teşekkürler canım.
YanıtlaSil