2,5-3 yaş çocuklarda ‘’ben merkezciliğin’’ ve inatlaşma’’nın
ortaya çıktığı hem ebeveynler hem de çocuklar için zorlu bir dönemdir. Çocuklar
bu yaşlarda ‘benlik’’ bilincinin oluşmasından kaynaklı birçok farklı tepkiler
gösterebilir. Avaz avaz ağlayabilir, yerlere yatabilir, öfke nöbetleri
geçirebilir kışça duygu kontrolsüzlüğü yaşayabilir. Bu dönem onların
kendilerini tanıma, etrafı keşfetme, sınırları öğrenme ve sınır ihlalinde neler
yaşanacağını deneyimlediği bir süreçtir. Kısaca hem kendini hem yaşadığı ortamı
keşfederek deneyimleme dönemidir.
Bu dönemde çocukların en çok kullandığı sözcüklerin başında;
‘’ben yapacağım’’, ‘’ben karar vereceğim’’, ‘hayır’’ gibi ben merkezci ifadeler
yer alır. Çünkü artık onların da bir dünyaları olduğunun ve artık ‘’ben de
varım’’ deme vaktinin geldiğinin bilincine erişmeye başlamışlardır.
Bir gün öyle kendi kendime sesli düşünüyordum. Dedim ki:
-Bugün ne pişirsem acaba?’’ Selim hemen yanıma geldi
-Bugün ben karar vereyim ne pişireceğine, benim dediğimi
yiyelim’’ Böyle bir ifadeyi ilk kez
duyduğum için şaşırdım. Sonrasında sıklıkla bu ‘’karar verme’’ ifadelerini
sıkça kullanmaya başladı.
Belli ki bu onun için önemli ve arkası dolu bir ifade
şekliydi. Ve onun için çok önemliydi. Ben de seçenekler sundum ve onların
arasından bir yemek seçebilirsin dedim. Anneyiz ya illa ki bir yerden kontrol
edeceğiz. Peki aksi bir durumla karşılaşsak olay nereye varırdı? Çok da zor
değil tahmin yürütmek. Çocuk kendi isteği peşinde ısrar edecek anne hayır
diyerek ısrara devam edecek ve karşılıklı bir inatlaşma yarışı yaşanacaktı. Ha,
ben bir anne olarak bir taviz mi verdim? Hayır sadece ona seçim yapabilme
imkanı sundum.
İnatçılık, kasıtlı olarak zarar verme amacı taşır. Aslında
çocuklarda görülen bu davranış şekline inatlaşma değil de ‘’tutturmak’’ desek
daha yerinde bir ifade olur. Burada çocuğun amacı onu rahatsız eden bir uyaranı
ortadan kaldırmaktır. Yani olumsuz bir durumu, olumluya çevirmek için çocuğun
gösterdiği bir davranıştır. Bunun da temelinde yine ‘’ben de varım, benim de
söz söyleme hakkım var’’ düşüncesi yatmaktadır. En başta bu bir ‘’ihtiyaç’’tan
kaynaklıyor. Anne ya da babadan yeterince ilgi görememe, anne ya da babayla
doyuma ulaşamama gibi nedenler yer alıyor.
ANNE- BABALAR NE YAPMALI?
Çocukların da biz yetişkinler gibi ilgi, diretme-direnme,
tutturma hakları olduğunu unutmayalım. Çünkü artık onlar da bir birey ve
onların da kendi düşünce sistemleri var.
Öncelikle çocuktan bahsederken ‘’ ne kadar inatçı bir
çocuk’’ demek yerine ‘’ çok kararlı bir çocuk’’ demek lazım. Çünkü ilk ifade
tamamen olumsuz mesaj taşırken ikinci ifade olumlu bir mesaj veriyor. Bu
şekilde hem ailenin çocuğa yaklaşımında hem de çocuğun aileye yaklaşımında
olumlu duygu ve düşünceler ortaya çıkar.
Bir de biz ailelerin yaptığı en büyük yanlış bazen
çocukların ‘’çocuk’’ olduğunu unutup onları bir yetişkin gibi görmemizden
kaynaklanan sıkıntılar var. Arada bir ‘’o daha bir çocuk ‘’ dersek sanırım
pireyi deve yapmadan ve aile bireylerinde izler bırakmadan duruma açıklık
getirebiliriz.
Çocuğunuz bir konu üzerinde çok mu ısrar ediyor? Ona
seçenekler sunun, onun da seçme ve karar verme hakkı olsun. Böylece kendine
olan güveni artar ve bu güven arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde onun sosyal bir
birey olmasına katkıda bulunur.
Yorumlar
Yorum Gönder