Herkese merhaba, bugünlerde kızımızın yine ilk dişini
çıkarma çabası ve 6. ay aşılarının verdiği ateşli mücadelesi içindeyiz. Hafta sonu
dördüncüsü düzenlenen Zeka ve Yetenek Kongresine katılmak için Ankara ‘ya, Orta
Doğu Teknik Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’ne gittik ailece. Kongrenin
içeriği hakkında detaylı notlar paylaşacağım; fakat şimdi değil. Bu paylaşımı
bir anne ve eğitimci sıfatıyla yazıyorum.
Beş buçuk aylık bebeğim ve 4 yaşındaki oğlumla birlikte
katıldık kongreye. İlk gün babası, oğlumu oyalamak için alışveriş
merkezlerinde, sinema salonlarında vakit geçirdi. Ankara’nın soğuğunda nereye
gidilir ne yapılır başka bir fikrimiz yoktu çünkü. Eşim ve oğlum öğle arasında
yanıma geldiler birlikte yemek yedik. Derken ilk günün sonunda kongre bitip de
akşam olunca arabaya bindiğimizde Selim ‘’ ben kardeşimi ve seni çok özledim
bugün’’ deyip ağlamaya başlayınca ben de sarsıldım. Belli etmesem de fazlasıyla
dokundu bu serzeniş bana. Çünkü onları iki gün sürecek bu kongre için Bursa’dan
Ankara’ya kadar getirmiştim. Çocuk belki odasında oyun oynamak istiyordu belki
parka gitmek istiyordu ya da ne bileyim ailece hep birlikte vakit geçirmek
istiyordu. Ne dese haklıydı. Ama ben de çok istiyordum bu kongreye katılmayı.
Kongrenin ikinci günü hep birlikte gidelim dedim. Maaile… İpek zaten küçük
pusetinde uyuyor uyanıyor etrafa bakınıyor sıkılınca kucağıma alıyorum, bir
yandan da konuşmacıları dinliyorum. Bir elimde telefon video kaydı yapıyorum
dinleyemediğim yerlerde.
Böylece ikinci gün hep birlikte gittik kongreye. İlk olarak
Selim’i aldım salona; girdik oturduk koltuklara, 10 dakika sıkılmadan dinledi.
Arada sorular sordu. Bunlar kim, burada ne yapıyorlar vb… Sonrasında ‘’sıkıldım
ben’’ dedi dışarı çıktı babasının yanına. Selim’i babasına verip ben İpek’i
aldım salona girdim, babası Selim’le fuayede vakit geçirdiler. Bir ara hep
birlikte girdik salona 10-15 dakika kadar sıkılmadan ortamı inceledi oğlum. Konuşmacıları
taklit etti, konuşulanları tekrar etti…
Oğlumla salona her girişimizde farklı yerlere oturduk. Bazen
en arkaya, bazen de en öndeki merdiven basamaklarına… Ha niye böyle köşe kapmaca
oynadık? Dedim ki çocuk bu ya, aynılıktan sıkılır farklılıklar onu bir süre
oyalar ilgisini çeker. Bana da konuşmaları dinlemek için biraz zaman kalır diye
düşündüm. İşe yaradı mı; evet yaradı.
Prof. Dr. Belma Tuğrul konuşmasının bir yerinde ‘’siz hiç
prenses gördünüz mü?’’ diyordu aslında cevap bekleyen bir soru olmadığı halde
Selim efendi ‘’evet gördüm’’ diye cevap verdi. Zaten en çok da Belma hocamızın
konuşmasında uzun vakit geçirdi sıkılmadan.
Evet gelelim asıl konuya. Şimdi bu kongre eğitimcileri ve
ebeveynleri kapsayan bir kongreydi. Sonraki paylaşımlarımda detaylı bahsederim;
ama tüm konuşmacıların hemfikir olduğu konu: çocuklarda oyunun önemi, mutlu
bebekler ve mutlu çocuklar yetiştirmenin önemi, kısaca bebek ve çocuk
dünyasıydı… Bir de koca koca puntolarla şöyle bir yazı vardı sahnede:
‘’İYİKİ GELDİNİZ,HOŞ GELDİNİZ. NE İYİ ETTİNİZ.ÇOCUKLARI NİYE
GETİRMEDİNİZ?...’’ diye devam ediyor. Şimdi bu kongreye iki çocuğumla hem anne
olarak hem de eğitimci bir birey olarak katıldım. Fakat kongreyi düzenleyenler
‘’anne’’lerin çocuklarını unutmuş. Anneler ya da babalar kongreyi dinlerken
çocuklar için, onların yaşlarına uygun bir etkinlikle keyifli vakit
geçirebileceği bir alan hazırlanmamış. Çocukların yiyebileceği atıştırmalıklar
düşünülmemiş. Biz oğlumun karnını doyurmak için başka yerlere gitmek zorunda
kaldık mesela…
Bebeği olan bir annenin emzirmesi ve alt değiştirmesi için de
bir alan düşünülmemiş. Ben kongre salonunda kapı önlerindeki perdelerin
arkasında buz gibi yere oturarak emzirdim bebeğimi. Emzirme örtüsü kullanıp
oturduğun koltukta da emzirebilirdin diyenlere cevabım hazır. Emzirme önlüğü taktığım
zaman bebeğim emmiyor maalesef.
Alt değiştirmek için fuaye alanındaki pencere kenarındaki
kalorifer peteklerini kullandım. Bebeğimin battaniyesini pencere kenarına serip
öyle değiştirdim bebeğimin bezini...
Çocuğu olan insanlar da katılabilsin kongrelere
toplantılara, çocuk sahibiysek ertelemek zorunda kalmayalım hayatı ve
imkanları. Ben inanıyorum ki birçok insan sırf bebeği ya da çocuğu olduğu için
katılamadı. Çocuğu olan ebeveynlerin akılları çocuklarında kaldı.
Sonuç olarak yapılan hareket iyi niyetli; fakat içi
yeterince doldurulmamış. Annelerin,
bebeklerin ve çocukların öneminin altını çizerken bütün konuşmacılar; gerçek
hayata aktarılmamış bir durumla karşılaştım. Havada asılı kaldı bazı mesajlar.
Madem OYUN bir çocuk için( ki yetişkinler de oynasın diye vurgulandı) bu kadar
önemliydi peki neden bir oyun alanı hazırlanamamıştı? Annelerin bebekleri için
emzirme ve alt değiştirme alanı düşünülmemişti. Bunu biraz düşünelim.
Yorumlar
Yorum Gönder