İlk kez geçen yıl gitmiştik Gökçeada'ya. Ada güzel, çok güzel. Yolu uzun
sadece. Aslında uzun da sayılmaz; ama iki çocukla beş dakikalık mesafe bile
yüzyıla bedel olabiliyor bazen. Hele kardeş kavgaları başladıysa ve meraklı göz
sayısı ikiden dörde çıktıysa... Adadan dönerken seneye gelmem, bir daha çekemem
bu kadar sıkıntıyı, tatile mi gidiyoruz ceza çekmeye mi diye söylendim durdum.
Söylendim de ne oldu? Mayıs başında başladım Gökçeada hayalleri kurmaya.
Yolculuk kısmı yine aynı işkenceyle geçse de midem genişlemiş olacak ki çok da
oralı olmadım. Tamam çileden çıkıp söylendim yine ne işim var burada, tatil
benim neyime dedim.
Neyse geçen yıla göre çocuklar daha haylaz, daha özgür, daha susmak bilmez, daha kararlı olsalar da ben adanın keyfini çıkarmayı ilke edindim. İşte bu taşları da bir kriz anından kurtulmak için taş avına çıkıyoruz diyerek birlikte topladık. İyi ki toplamışız. Kumun üzerine taşlarla şekiller yaptık. Taşlardan beğendiklerimi bir torbaya ayırdım yanımda getirdim. Bursa'ya gelince de İkea'da satılan üç boyutlu çerçevelerden aldım. Silikon tabancasıyla taşları tek tek çerçevenin içindeki suntanın üzerine yapıştırdım. Sonra da çerçeveyi kitaplığa koydum. Gözümüzün önünde dursun dedim. Baktıkça hatırlayalım. Bir daha asla dediğim şeyi nasıl da tıpış tıpış yaptığımı hatırlatsın, çocukların beni çileden çıkardığı bir kaos anında şimşek hızıyla o kaostan kurtulabildiğimi hatırlatsın, iki çocukla tatil mi olurmuş diye halimize acıyanlara; çok güzel oldu bakın bu da kanıtı demeyi hatırlatsın, tatile giderken boş yere oyuncak götürmeyelim çocuklar yüzüne bile bakmadıyı hatırlatsın vb. bana çok şey hatırlatır daha bu taşlar.
Neyse geçen yıla göre çocuklar daha haylaz, daha özgür, daha susmak bilmez, daha kararlı olsalar da ben adanın keyfini çıkarmayı ilke edindim. İşte bu taşları da bir kriz anından kurtulmak için taş avına çıkıyoruz diyerek birlikte topladık. İyi ki toplamışız. Kumun üzerine taşlarla şekiller yaptık. Taşlardan beğendiklerimi bir torbaya ayırdım yanımda getirdim. Bursa'ya gelince de İkea'da satılan üç boyutlu çerçevelerden aldım. Silikon tabancasıyla taşları tek tek çerçevenin içindeki suntanın üzerine yapıştırdım. Sonra da çerçeveyi kitaplığa koydum. Gözümüzün önünde dursun dedim. Baktıkça hatırlayalım. Bir daha asla dediğim şeyi nasıl da tıpış tıpış yaptığımı hatırlatsın, çocukların beni çileden çıkardığı bir kaos anında şimşek hızıyla o kaostan kurtulabildiğimi hatırlatsın, iki çocukla tatil mi olurmuş diye halimize acıyanlara; çok güzel oldu bakın bu da kanıtı demeyi hatırlatsın, tatile giderken boş yere oyuncak götürmeyelim çocuklar yüzüne bile bakmadıyı hatırlatsın vb. bana çok şey hatırlatır daha bu taşlar.
Yapmak isterseniz silikon tabancasının ısınması hariç beş dakikanızı
almıyor, benden söylemesi.
Yorumlar
Yorum Gönder