Korona günleri bir şaşkınlıkla başladı. Ne olduğunu
anlayamadığım bir değişimin içinde buldum kendimi bir anda. Bir yanda evden
eğitim devam ederken bir yanda evde normal yaşantı devam ediyor. Evimiz hem
okul hem iş yerimiz oluverdi. İlk günlerde bir şaşkınlık ve tedirginlik duygusu
hüküm sürerken zamanla yeni bir düzen kurduk kendimize. Uzaktan eğitimler,
online toplantılar, ev işleri, çocuklara yeni durumu alıştırmak derken iki ay geçmiş
bile.
Bu iki ayı çeşitli etkinliklerle geçirdik. Çocuklar
için evde hayata alışmak zamanımızı ve emeğimizi aldı. Kolay yanları olduğu
gibi zorlandığımız durumlarla da karşılaştık. Nitekim insanoğlu önünde sonunda karşılaştığı
her yeni duruma alışıyor. Kendimize yeni kapılar açtık bu dönemde, birçok
kapıyı da kapattık. Elde var olanı değerlendirmek anahtarımız oldu.
Eskiden beri kumaşlarla haşır neşir olan ben
kapattığım kumaş kapısını yeniden açtım bu dönemde. Kumaşlarıma sarıldım.
Çocuklarımı kumaşlarla tanıştırdım. Onlara yeni bir alan açtım. Kestik, diktik, yapıştırdık, boyadık
kumaşları. Kendiliğinden gelişen birçok doğal süreç bizi farklı dünyalara
götürdü. Hikayeler karşıladı bizi bu dünyada. Bu çalışmalardan ilki kumaşlardan
portre yaparak başladı. A4 kağıdını serdik önümüze. Artık kumaşları döktük
önümüze. Hayaller kurduk bir yapıştırıcı bir makas ile. Gözümüz seçti, elimiz
kesip yapıştırdı kumaş parçalarını. Yazamadığımız öykülerin karakterlerini
dikmeden ekledik uç uca. Zaman su gibi akarken, biz zamanı çıtaladık
hikayelerimizin kahramanlarıyla… Geriye bir anı kaldı kağıt ve kumaşın
buluşmasıyla.
Yorumlar
Yorum Gönder