Geçen haftalarda korneam yine yırtıldı. İki yıldır sorunsuz
bir şekilde yaşıyordum. En son 2019 Aralık ayında yırtılmıştı ardan geçen üç ay
sonra yine nüksetti. Hastalığın kendisi zaten çok zor ve acılıyken bir de Covid
19 yüzünden hastaneye gitmeye cesaret edemedim. Göz doktorumla iletişime
geçtik. İlaçlar zaten evde hep yedekte bekliyordu. Normalden daha acılı ama
daha kısa sürede sancılı dönemi atlattık çok şükür. Yaklaşık beş günüm
karanlıkta iki gözüm kapalı, saat başı damlalarla geçti. Geçti, bitti...
Uzun süren karanlıktan sonra insan renkleri özlüyor. Her
rengin ayrı bir güzelliği var. İnsan elindekini kaybedince anlarmış misali
renklere aş erdim bu süreçte. Gözümü açar açmaz renklere sarıldım. Her yeri
renklerle süsledim. Bir zamanlar hiç kullanmadığımız bardak altlığı vardı.
Silikon tabancısını aldım elime, gelişigüzel ponponları yapıştırdım üzerine. Renklerin
gücü sayesinde artık kullanmaya başladık bardak altlığını, gözlerimiz bayram yeri şu sıralar.
Kozalakları daha önce Selim’le birlikte süslemiştik. Şimdi
yan yana daha bir güzel oldular. Elimden gelse her yeri rengarenk boyayabilirim.
Bazen ufak dokunuşlar büyük hislere yer açabiliyor. Deneyin, aradaki farkı
göreceksiniz. Arka plandaki saksıyı sarı puantiyeli kumaşla kapladım. Eskiden nakış makinemle baykuşlu bir nakış işlemiştim, yastık yapacaktım, yapmamışım. Sonra gözümün önünde olsun istedim ve saksıyı nakışlı kumaşımla kapladım. Yapıştırmak için tutkal kullandım.
Yorumlar
Yorum Gönder