SAKIN
BU KİTABI OKUMA
Kitabın
kapağını açmadan sadece kapak tasarımıyla karşılaşınca bile kışkırtıcı bir
merak kapladı içimi. Arka planda siyahın karanlığındaki belirsizlik acaba başıma
ne işler açılacak diye düşündürttü. Sarı renklerle yazılan sıcacık dostane “Bu
Kitabı Oku” ifadesi ile tam kitabın kapağını aralayacakken kırmızı renklerle
yazılan bir uyarı kafamı karıştırdı: “SAKIN
Bu Kitabı Oku MA!”
Eyvah
şimdi ne yapacağım? Bir yerde uyarı varsa onu dikkate almak gerekir değil mi?
Ama içimdeki merak duygusu da gittikçe büyüyor. En iyisi bir sayfa aralamak! Sonuçta bu bir kitap en fazla ne olabilir ki?
İlk
sayfayı açıyorum. Kırmızı koltuğunda elinde gazeteyle mavi bir canavar gözünü
bana dikiyor. Sonra kitabı yanlışlıkla açmış olabileceğimi söylüyor. Ne
münasebet canım, ben bile isteye açtım. Sanırım benim her uyarıyı dikkate
aldığımı düşünüyor! Sayfaları çevirdikçe önce nazik bir dille sonra biraz
kızgınlık hatta küçük bir korkutma ile kitabın sayfalarını çevirmemem konusunda
baskı bana
yapıyor.
İnanmayacaksınız
ama bir sayfa daha çevirince bana küsüyor! Bayağı bayağı hem de… Ama sonra bir
öfkeleniyor ki sormayın. Tüm sayfa öfke kırmızısına boyanıyor. Baktı ki ben
onun uyarılarını dinlemiyorum. Beni TEHDİT EDİYOR! İnanabiliyor musunuz?
“VAY
BE!
Benden günah gitti.
Şimdi sizinkilere
Haber veriyorum.”
Gerçekten
dediğini yapıyor. Eline iki tane megafon alıp avaz avaz bağırmaya başlıyor:
“ANNESİ!!
BABASI!!
Çocuğunuz
sayfaları çevirmeye devam ediyor ve
MUTLAKA
CEZALANDIRILMALI!
Onu
odasına yollayın!
Bir
hafta yemek yok.
Tüm
kitaplarını alın, bu dahil.”
Hadi!
Şimdi kolaysa sayfayı çevir bakalım.” Diyor. Kollarını bağlayıp tek kaşını
kaldırıyor, dudağının kenarıyla da gülüyor. Tehditlere boyun eğer misiniz? Ben
eğmem. Adanalıyım benJ İnadına bir sayfa daha çeviriyorum.
Hadi bakalım. El mi yaman bey mi yaman kimmiş görelim. Sayfayı çevirince ne
göreyim? Dizlerinin üzerine çökmüş bana yalvarıyor. Ağlıyor. Bir de rüşvet
teklif ediyor!
“Ne istersen yaparım. Altın mı
istiyorsun? Sana altın veririm.
Uçan araba mı istiyorsun?
Sana bir tane yaparım.
Sadece lütfen bu sayfayı çevirme.”
Aslında
üzülüyorum onun bu haline. Sayfayı çevirsem mi çevirmesem mi bir süre
düşünüyorum. Ah bu merak! Merakıma engel olamıyorum ve evet bir sayfa daha
çeviriyorum.
Çok
ilginç! Benimle uzlaşamayacağını söyleyip pes ediyor. Hatta bu sefer sayfayı
çevirmemi kendisi istiyor. Oldukça ciddi görünüyor. Tamam o zaman ben de
çeviririm hem kendisi de öyle istedi.
Çeviriyorum…
Aslında beni kandırmaya çalıştığını söyleyip bir daha tehdit ediyor. Derken bu
mavi canavarın asıl derdini öğreniyorum. Bu derdin ne olduğunu tabi ki size
söylemeyeceğim ama şu kadarını bilin ki canavar kendince çok haklıymış.
Siz
yine de size söyleneni yapmamaya devam etseniz ve kitabı okusanız iyi olur!
Cesur çizimleri, farklı büyüklükte ve farklı metin karakterlerine sahip bu kitap, içinde tartışılacak pek çok kavram barındırıyor. Sanırım bu güne kadar yüksek sesle okuyup okurken kaybolduğum ilk kitap bu olabilir. Çocuklarım sayfaları çevirdikçe canavarın daha fazla hüsrana uğramasını izlemekten, onunla tartışmaktan ve hatta inatlaşmaktan büyük keyif aldılar. Onlarla bir sonraki sayfayı çevirmemek için öne sürülen tüm nedenleri kapsamlı bir şekilde konuşma imkanı sağladık. Kişisel alana dayalı, tatlı bir şımarıklıktan, tehditlere, yalanlara, arkadaş olma teklifine, küsüp geri dönmeye, ters köşe yapmaya kadar birçok tepki ve d
uruşa yer verilmiş bu kitabı etrafınızdaki tüm çocuklarla paylaşmak isteyebilirsiniz.
Kitabın
Adı: Sakın Bu Kitabı Okuma
Yazar:
Andy Lee
Yayınevi:
Remzi Kitabevi
Sayfa
Sayısı: 28
Yorumlar
Yorum Gönder