bay evde yokum'un post-it’leri: Tina Vallès’ten Sessiz ve Sıcak Bir Dostluk Hikâyesi

 

Yalnızlık ve Dostluğun En Tatlı Buluşması: Post-it’ler Aracılığıyla Kurulan Sessiz Bağlar

Kapının altından sızan sarı bir kâğıt…

Üzerinde kocaman, iki kelime: “Evde yokum.”

İlk bakışta sıradan bir not gibi görünen bu not aslında bir hikâyenin başladığını haber veriyor okuruna.

Tina Vallès’in yazdığı “bay evde yokum'un post-it” leri kitabı, bu küçük kâğıt parçasıyla başlıyor. Bizi sessiz ve derin bir dostluğun hikayesiyle baş başa bırakıyor.

Her sayfada, birkaç kelimeden oluşan bir post-it’in bile iki insanı birbirine nasıl yaklaştırabileceğini, kırık kalplerin nasıl onarılabileceğini hissettiriyor.

 

Vallès’in dili, bir çocuk okuyucunun kolayca anlayabileceği kadar yalın, bir yetişkinin kalbine dokunacak kadar da derin ifadeler içeriyor. Cümleler kısa ve doğal bir ritme sahip. Aralarda beliren ince mizah ögeleri, hikâyenin melankolisini yumuşatıyor.

Post-it’lerle kurulan dünya

Kitabın omurgasını, Clàudia ile Bay Nohisoc arasında gidip gelen bu küçük notlar oluşturuyor. Kimilerinde tek bir cümle, kimilerinde yarım bırakılan bir düşünce yer alıyor.  Ama her biri, aralarındaki görünmez bağları biraz daha güçlendiriyor. Okur olarak biz de bu bağın ucundan tutup merakla okumaya devam ediyoruz.

Dostluk, yalnızlık ve iyileşme

Yüzeyde sevimli bir komşuluk hikâyesi gibi görünse de derinlerde daha ağır meseleler ele alınıyor: Yalnızlık, hayattan geri çekilme, yeniden bağ kurma cesareti…

Bay Nohisoc’un “yok”luğu aslında var oluşunun bir şekli. Clàudia’nın merakı ve ısrarı, bu görünmezlik perdesini yavaşça aralıyor. Hikâye boyunca dostluğun insanı nasıl iyileştirdiğini, sessiz bir tanık olarak hissediyoruz.

Karakterler

Clàudia meraklı, gözlemci ve cesur bir çocuk. Onun gözünden dünyayı görmek, kitabın en büyük keyiflerinden biri diyebilirim.

Bay Nohisoc ise hüzünle karışık bir mizahın sahibi; hem uzak hem yakın, hem gizemli hem tanıdık.

Yan karakterler; aile, apartman sakinleri, arkadaşlar vb. sıcak bir arka plan sağlıyor kurguya.

 

Bu kitap, “büyük hikâyeler”in her zaman gürültüyle gelmediğini hatırlatıyor. Bazen bir post-it, bazen kapının altına bırakılan minik bir kâğıt parçası, insanın hayatında sessiz başlangıçlar yaratabilir. Çocuklar için merak uyandırıcı, yetişkinler için düşündürücü bir o kadar da yanı başımızda hissi veren bir hikayeye sahip.

“Buradayım.” ya da “Evde yokum.” fark etmez. Kitabı bitirdiğimde, evde post it arayıp birine küçük bir not yazma isteği belirdi içimde;) Belki siz de aynı hisse bürünürsünüz.

Clàudia ve benim gibi siz de post-it'lerle oyun oynamak isterseniz diye küçük bir etkinlik hazırladım.

 

Etkinlik Adı: Kapı Altı Not Oyunu

Nasıl Oynanır?

• Aile bireyleri veya apartman komşuları arasında oynanır.

• Herkes renkli post-it’lere tek cümlelik minik mesajlar yazar: Bir teşekkür, bir iltifat, bir merak sorusu, komik bir cümle…

• Notlar gün içinde birbirinin kapısının altına bırakılır (ya da evdeki odaların kapı altına).

• Kural: Notlarda isim yazılmaz, sadece içten ve samimi cümleler olur.

• Gün sonunda herkes, hangi notun kimden geldiğini tahmin etmeye çalışır.

 

Oyunun Güzel Tarafları:

• Merak uyandırır.

• Eğlendirir.

• Aile içinde veya komşulukta sıcak bir bağ kurar.

• Küçük kâğıtlara sığan büyük duyguları ve düşünceleri ortaya çıkarır.

 

P4C (Çocuklarla Felsefe)

“Sessiz Söylemler: Yazılı ve Yüz Yüze İletişim Üzerine Düşünceler”

 

• Düşüncelerimizi ve duygularımızı yazılı olarak ifade etmenin ne gibi avantajları ve dezavantajları olabilir?

• Sence bir mesajı sadece yazıyla mı yoksa yüz yüze mi iletmek daha samimidir? Neden?

• İnsanlar duygularını yazılı anlatırken neleri göz önünde bulundurmalıdır?

• Telefon mesajları, mektuplar, post-it’ler gibi farklı yazılı iletişim yolları arasında nasıl farklar vardır?

• Sessiz iletişim (yazılı notlar, jestler, mimikler) sözlü iletişimden hangi açılardan farklıdır?

• Bazen insan neden doğrudan konuşmak yerine yazmayı tercih eder?

• Bay Nohisoc gibi biri neden konuşmak yerine post-it’lerle iletişim kuruyor olabilir?

 

Künye:

Kitap Adı: bay evde yokum'un post-it’leri

Yazar: Tina Valles

Sayfa Sayısı: 120

Resimleyen: Christian Inaraja

Çeviren: Emrah İmre

Yayınevi: Can Çocuk


Yorumlar